Bugün dünyanın yaklaşık %10 ‘u (15 milyon km² si) buzullarla kaplıdır. Buzulların etki alanı daha çok kutuplara yakın yerlerdir. Son dönemde bu buzullarda küresel ısınmaya dayalı aşırı şekilde erime ve buzul kaybı meydana gelmektedir.

Küresel ısınma 50 yıldır saptanabilir duruma gelmiş ve önem kazanmıştır. Dünya’nın atmosfere yakın yüzeyinin ortalama sıcaklığı 20. yüzyılda 0.6 (± 0.2) °C artmıştır. İklim değişimi üzerindeki yaygın bilimsel görüş, “son 50 yılda sıcaklık artışının insan hayatı üzerinde fark edilebilir etkiler oluşturduğu” yönündedir. Küresel ısınma sonucu kutuplar ve yakın bölgelerinde bulunan buzlar eridikçe yerlerini kara veya sular almaktadır. Kara ve suların kar ve buza oranla daha az yansıtıcı olması güneş ışınımı emilimini arttırmakta ve dolayısıyla ısınmanın daha fazla artmasına sebep olmaktadır.

19 Temmuz 2013′de bilim adamlarınca Grönland’ın kuzeyindeki Petermann Buzulu’ndan Manhattan’ın iki katı büyüklüğünde bir buzdağının koptuğu açıklanmıştı. Bilim adamlarınınca ortaya çıkarılan seneryolara göre; Kutup bölgelerinde ve Grönland’da buz tabakasının erimesi ile  güneş ışınlarının daha fazla emilmesini sağlarken, Sibirya’da buzlu göl ve bataklıklarda hapsedilmiş olan  metanın gazının açığa çıkmasını sebep olmuştur. Yine iklim düzensizliği ve kuraklık bazı bölgelerde bir karbon yakalayıcısı olan orman örtüsünü yok edebilir, denizlerin ısınması metan hidratın atmosfere karışmasına yol açması gibi tehlikeler oluşturmaktadır.

Nasa tarafından uzaydan çekilen Grönland Buzulları’nın kopma anı

Küresel ısınmanın sonuçları:

• Geçtiğimiz yıllar içerisinde yayımlanan bir çalışma, küresel ısınmanın bitkilerde polen dönemini uzattığını ortaya çıkarmıştır. Kuzey Amerika’da yapılan bu çalışmaya göre Ambrosia bitkisinin polen dönemi kuzey bölgelere doğru ilerledikçe ciddi bir şekilde uzumakta ve bu durumun diğer bitki türlerinde de geçerli olduğunu işaret eden birçok çalışma mevcut fakat bu tip kapsamlı sonuçlar henüz ortaya çıkarışmamıştır. Böylece polen alerjisi bulunna insanların etkilenme süreleri ve yeni hastaların olması riski artmaktadır.

• 2007 yılında konu ile ilgili Birleşmiş Milletler raporu, Fransa’nın başkenti Paris’te açıklanmıştır.Raporda küresel sıcaklık artışının olası etkileri aşağıdaki biçimde özetlenmektedir;

• Dünyadaki buzların yüzde 85-90′ı güney kutbundadır. Burada buzlar denizin altında 600 metreye kadar inmektedir. Buradaki buzların erimeleri ile tüm dünyadaki deniz seviyesinin 60 metre yükseleceği hesap edilmektedir. Kuzey kutbundaki erimeyide katarsak toplam 70 metre civarındaki su yükselmesi insan yaşamı bakımından çok ciddi sonuçlara yol açmaktadır. Deniz kenarındaki bir gökdelenin 20. katının bile üstüne çıkacak su seviyesi, yeryüzünde nüfus yoğunluğu en fazla olan, en gelişmiş bölgelerin su altında kalacağı anlamına gelmektedir.

• Uydu kaynaklı araştırmalara göre kuzey kutbu denizindeki buz tabakasının yüzde 20′sinin 2050 yılına kadar eriyeceği saptanmış. Hızlanmanın nedeni olarak ozon tabakasının incelmesi ve atmosferdeki karbondioksit seviyesinin yükselmesi gösterilmektedir.
  

Çevreciler endişelenirken, Enerji şirketleri heyecanlanıyor.

Dünyanın en uç noktasındaki el değmemiş sularda petrol arayabilmek için buzullarının erimesinden faydalanmak isteyen ülkeler ve enerji şirketleri çabalarını yoğunlaştırıyor. Kuzey Kutbu’na uzak olan Çin, Hindistan, İtalya, Japonya, Güney Kore ve Singapur Kuzey Kutbu Konseyi’ne gözlemci olarak katılmıştır.

Dünyadaki petrol ve doğalgaz rezervlerinin dörtte birinin bulunduğu sanılan bölge, bazı ülkelerin ve enerji şirketlerinin iştahını kabartmaktadır. Bölgeye kıyısı olan Rusya, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Danimarka, Norveç, İsveç, Finlandiya ve İzlanda’nın oluşturduğu Kuzey Kutup Konseyi iki yıl önce deniz yatağının paylaşımına ön hazırlık olarak yorumlanan bir ilk anlaşmaya imza atmışlardı.

Küresel ısınma ile değil zenginlikleriyle dikkatleri üzerine geçen Kutup bölgesi, buzullarının erimesinde büyük rol oynayan fosil yakıtlardan petrol için büyük bir rekabete sahne olacak gibi görünmektedir.

Çevreciler endişelenirken, Enerji şirketleri heyecanlanıyor.

Küresel ısınma Dünya’nın en yüksek noktası olan Everest’i de etkilmeye başladı.

Bilim insanlarının gerçekleştirdiği son gözlemlere göre, dünyanın zirvesi olan Everest Dağı’ndaki buzulların çok hızlı bir şekilde eridiğini ortaya çıkardı. Meksika’nın Cancun kentinde düzenlenen ve Amerikan Jeofizik Birliği (AGU) tarafından desteklenen konferansta, Everest’te yaşanan endişe verici erimeye dikkat çekildi.

Araştırmanın başını çeken İtalya’nın Milano Üniversitesi’nden Sudeep Thakuri, son 50 yıl içinde Everest’teki buzulların yüzde 13 azaldığını, kar örtüsünün ise onlarca metre yükseldiğini gösterdi.

NBC News’in haberine göre, sonuçlar, son 20 yılda Everest bölgesindeki sıcaklığın 1.8 derece arttığını, muson yağmurları ve kış aylarında  ise yağışların az da olsa azaldığını ortaya koydu.

Bilim insanlarına göre, çok küçük sıcaklık farklarının bile bölgede önemli değişimlere neden olabileceği, heyelan ve çığların ekosistemi olumsuz etkileyebileceğini de vurguladı.

Tahakuri, ‘değişimlerin insanları da etkileyebileceğini’ belirterek, “Himalaya buzulları ve buz örtüsü, Asya’nın su kuleleri konumunda ve kuru mevsimlerde su ihtiyacını karşılıyor… Bu su tarım, içme suyu ve enerji üretimi için gerekli”  olduğu konusunda açıklamalarda bulundu.

Dünya’nın en yüksek noktası olan Everest’te Buzullar Eriyor!

08.04.2013 -  1600 yıllık buzul, küresel ısınma sonucunda eridi!

Küresel ısınmanın etkileri son olarak Peru’da 1600 yıldır var olan bir buzulun sadece 25 yıl içerisinde erimesine yol olmasıyla bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu. Peru’da bulunan And Dağları’nda bulunan buzulun 25 yıl içerisinde erimesiyle, tabaka altında yer alan bitkilerde ortaya çıkmış oldu. Bilim insanları için çok değerli olan bu bitkiler sayesinde karbon metodu sayesinde hem bitki hem de buzulun yaşı hesaplanabilmektedir.

1600 yıllık buzul, küresel ısınma sonucunda eridi!

Evrende yaratılan herşeyin bir faydası ve bir amacı vardır. Evrende insanoğlu bilinen en akıllı en gelişmiş canlılar olarak sayılmaktadır. Fakat insanoğlu kadar yaşadığı dünyaya, çevresine, geleceğine zarar veren başka bir canlı yoktur. Para, hırs, çıkar, kibir insanoğlunun kendi kendini yok etme silahlarındandır. Sevgi, saygı, mutluluk gibi duygular, çoğunlukla para arzusu, hırs, makam ve çıkar gibi kötü isteklerinden geride kaldığından genelde insanlar kendi yaşamış olduğu 70-80 yıllık ortalama yaşam süresi içerisin de geçirdikleri hayatlarını bazalırlar. Bu tür insanlara yukarıda bahsettiğimiz tüm olumsuzlukları yüz defa bile anlatsak pek anlayacak yapıda değildirler. Bu nedenle hala içimizde bulunan iyi insanlar olarak çevremize, doğamıza, dünyamıza daha saygılı, daha duyarlı davranarak, hatta bu bahsettiğimiz kötü niyetli insanların yerine iki katı daha duyarlı olarak gelecekteki insanlar, sevdiklerimiz ve çocuklarımız için daha iyi bir dünya bırakmak için daha çok çalışmalıyız.

Kızıldereli atasözü bilinen şu sözler olayı kısaca özetlemektedir; “Son ağaç kesildiğinde, “Son nehir kuruduğunda, Son balık avlandığında, İşte o zaman paranın yenmediğini anlayacaksınız…”

Bir önceki yazımız olan Survivor'da Cengiz Elendi ! başlıklı makalemizde survivor cengiz, survivor ünlüler ve gönüllüler ve survivorda kim elendi hakkında bilgiler verilmektedir.